Ezelde her şey bir sözle başladı. O, bir şeyin var olmasını dileyince, ona sadece ol der ve oda olur.
Daha sonra o kelam buyruğa dönüştü ve bütün yaratılmışların yön göstericisi oldu. Rabbın bal arısına "Dağlardan ağaçlardan ve insanların kuracakları kovanlardan göz göz evler edin" şeklinde emretti.
Daha özel bi şekilde insanlığa ulaşan bir emir oldu."Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur. Yahut elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O, yücedir ve her yaptığı yerindedir."
Sonra emrin ilahi buyrukları devam etti. İbrahim (as), İshak, Yakup, İsa, Eyyüp, Yunus, Harun, Süleyman peygamberlerine buyruklar verildi. Sonunda kuranı kerim ile son peygamber Muhammed Mustafa(sav) ile olgunluğa ulaştı.
Efendimiz(sav), hırkasına bürünüp Hira Mağarası’nda tefekküre daldığı sırada bir ses onun adını çağırıyor, etrafına bakınıp olan biteni anlamaya çalışırken etrafı bir nur kaplıyor ve dayanamayıp bayılıyordu iki cihan serveri. Kendisine geldiğinde nihayet İslamın o ilk emrini tebliğ edecek olan Cebrail (as)'ı karşısında görüyordu. Melek ona diyordu : "OKU" iki cihan serveri "ben okuma bilmem.." Melek efendimiz(sav)'ı kucaklayıp takatsiz kalıncaya kadar sıkıp ve ilk emri tekrarlıyor, diyordi ki ; "OKU" ve efendimiz "ben okuma bilmem" ve melek bu defa "Yaratan Rabb'inin adıyla oku. O, insanı ‘alak'tan (aşılanmış yumurtadan) yarattı. Oku, kalemle (yazmayı) öğreten, insana bilmediğini belleten Rabb'in sonsuz kerem sahibidir." (Alak Sûresi, 1-5). ve ardından Hz. Peygamber (s.a.s.) vahiyleri tekrarladı ve heyecanla mağaradan çıkarak evine gitti. Benzersiz Kuran-ı Kerim mucizesinin ilk ayteleriydi Cebrail (as)'ın tebliğleri.
Peki Ne istiyordu Kuran Bizden
Okumaya başlarken her türlü kötü his ve düşüncelerden kaçınmamızı, okumayı kolaylaştırıp zorlaştırmamayı, okunan kat-i delillere dikkatle kulak vermemizi, ayetleri uzuun uzun düşünmemizi, öğüt almamızı, çıkarılan öğütlere uymamızı, emredilen hükümleri uygulamamızı kısacası ona topyekün sarılmamızı, bağlanmamızı, öğretmemizi, okumamızı, okutmamızı istiyor.
İşte Hz. Peygamber islam medeniyetini bu şekilde inşa ettmişti.Çünkü onada emredilmişti; Kuran'ı hakkıyla okuması, anlamını öğrenmesi - öğretilmesi. Nihai uyarıcı olarak alemlere rahmet olması.
Hz. Peygambere emredilen oku emrini aksatıyoruz. Yüzü suyu hürmetine yaratılan dünyada ikamet ediyoruz, iki cihan serverine, kainatın efendisine, islamın güneşine, ahireti garanti olmuş efendimize emredilirken biz müslümanlar nasıl bir gaflete düşüpte okumuyor, öğüt almıyor, okuduklarımızla amel etmiyoruz.
Bizleri dünya meşguliyetinden başımızı kaldırıp okumaya fırsat veren Hatim programlarıyla , Hatim Paylaşım sistemlerine katılıp bu kervanlara bir yolcu olmuyoruz. Bize Allah'ın ilk emri "OKU" filini neden aksatıyoruz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder